Kangurular Hakkında Bir Röportaj!
Güncelleme tarihi: 30 May 2020

– Teyze selamunaleykum.
– Aleykimselam yavrım kimi baktin?
– Ben kimseye bakmadım röportaj yapıyorum da bir şey soracaktım ben.
– Sor emmee zor sorme koley sor.
– Kolay kolay! Bak şimdi teyze kanguru diye bi hayvan var hiç duydun mu?
– Elbet elbet! Kangurulaa, Avistirelye diye bi memleket va bildin mi? Te dünyanın öte altında kalıpduru. Bizim bi komşumuz varıdı Hatçe Teyze. Biz ona Hocana derdik. Öldü şimcik irametlik oldu. Evlerden ırak gansere yagalandı. Kadın hastalıı ganserine. Onun görümcesinin torunları hep ora gittilee çalışmaa. Senedi bi ya gelilee ya gelmezlee. İşte kangurulaa tee oralaada yaşaa...
– Vay! Süper ya! Peki teyze kangurular hakkında ne biliyorsun sen? Bize anlatabilir misin?
– Elbet elbet! İmdi buncaazla, doğru belli yürüyemeyo. Böyle zıplayıpduru zıplayıpduru gedeyo nere gedeyosa artıkın. Rabbım böyle şekil yaratıvemiş. O yaratmanın her bi türlüsünü bili yavrım.
– Amenna! Peki başka ne biliyorsun teyze kangurular hakkında.
– Sumsuk vuruyola!
– Efendim?
– Buncağızla deyom sumsuk vuruyolamış. Buksör gibi sumsuk vuruyolamış.
– Haaa! Tamam tamam anladım. Yumruk atıyorlar doğru. Başka?
– Bi de yavrıcaazlarını doğrupduruvediktene, yavrucaazları bunların bi keseleri vaa karınlarında, böyle yaratıvemiş Mevlam. Bu keselerine girivereyo memecikleri hep orda! Yaaa, bebelee gurt gibi kıvranıveyo kıvreniveyo öyle bulupduruveyo memeciklerini. İşte Mevlam böyle yaratmış insanlaa ibret alsın diye amme kim alacek alameyo çoğusu.
– Değil mi? Değil mi? Sonra peki?
– Memeciklerini bulupduruveriyo yavrucaazla, yapıştımıne bi daa gaç ay geçeyo, bırakmeyo emikleyo emikleyo, bööle bööle büyüyo. Minnacık minnacık olupduruvereyo bunların yavrucaazları evladım. Ana üregi işte, bunları hep kesesinde taşıveriyo. Nere gitse, bakkala gitsee, tarlaya gitsee, gezmee gitsee, hep yanında taşıyo.
– Yaaa...
– E insanlaa da öyle deel mi be yavrum analık zor. Niye gülüpduruveedin imdik sen bakem?
– Yok ya ne gülmesi öyle şey oldum birden.
– Dokuz ay karnında taşıyıpduruveyon, sonracıme doğuruvereyon, oooo kaç sene daa sırtında taşıyıpduruu, kucaanda taşıyıpduruu... Büyüdükmünen sanki o seni taşıpduru zannediyon amme arabeye zor koyuvereyola. Ammeee sen gıyameyon, yine onları taşıyıpduruvereyon.
– Nasıl ya?
– Gucaanda taşımeyon elbet şaşgın, üreginde taşıyooon, aklında taşıyooon.
– Haaaa! Hay Allah ya! Peki teyze teşekkür ederim. Çok güzel bir röportajdı hakikaten.
– Bitti mi bu kadaacık mı?
– Bitti teyze.
– E kuvala va, kuvalayı da anlatıverem ya yavrım!
– Kuvala mı?
– Elbet elbet! Ukaliptüs aaçlarında yaşalaa.
– Haaa Koala? Hay Allah ya! Teyze sen ne süper şeysin ver elini öpeyim!
– Öp bakem öp! Aaneni üzme sakın evladım. Aanelik zor. Üf bilem demeyecen deyo Rabbim.
– Doğru valla!
– Bi gözleme saram mı sana?
– Üf! Bayılırım.
– Üf demecen dedik ya be yavrım.
– Tüh!
– Şake şake! Bu üf başke. Tut bakem. Alten tutuvecen yağısı akıpduruvemesin üstün başına! Kim yıkaycek sonra, elbet aanen yıkaycek!
– Çok lezzetli! Eline sağlık teyze!
– Afiyet ossun yavrııım. Beni bak! Sen bekaa mısın? Sana bizim kasabeden bi gız bulam ben. Çöpünü çatam. İyi bi oğlana benzeyon sen. Bak bu aşaa camisinin orda bi sarı ev va....
•••
ACAYİP ŞEYLER DİSİ'nin 20. kitabı ŞU ACAYİP ANNELER'den alınmıştır.