Kriptomnezi

Çok özür diliyorum çok! Nasıl özür diliyorum bilemezsiniz. Ah ciğerimi nasıl bir pişmanlık ateşi yaktı kavurdu tahmin edemezsiniz. Siz tahmin edemeyeceğiniz gibi ben de bunu izah edemem.
Meğer bir hastalık imiş!
Meğer bir hastalık imiş evet! Ben de kaç vakittir, bunların arkasından demediğimi bırakmıyordum. Hele bir iki tanesini köşeye sıkıştırıp, “Hadi bana ait olduğunu bilmiyordun, sana ait olmadığını da mı bilmiyordun?” demişliğim var ki, kaç kere tövbe etsem yetişir acaba?
Hastalıkmış evet! Bildiğiniz hastalıkmış!
Teneke veremi, evlerden ırak kuşpalazı gibi bir hastalık! İsmi bile var: KRİPTOMNEZİ.Yani insanın bir başkasına ait fikir yahut cümleleri kendi babasının malıymış zannederek sağda solda satması hastalığı.
Ah bilsem hiç o kadar yüklenir, onca galiz tabiri arkalarından sayar mıydım?
Allah şifa versin cümlesine. Yazık, çok acıdım şimdi. Gerçi –isim vermek olmaz– bazıları var ki, sadece kuyumcu dükkanlarında nöbet geçiren KLEPTOMANİ illetine tutulmuş hırsız tayfasını derhatır ettirmiyor da değil insana...
Yine de Allah şifalar versin. Evet insanın fikirlerinin ve bedeli kimbilir nasıl ödenmiş cümlelerinin çalınıp yağmalanması hoş bir şey değil! Ama ben size asıl beter olanı söyleyeyim:
Başkalarının fikirlerini çalmaya muhtaç olacak kadar fikirsiz olmak. Hiçbir cümlenin bedelini ödemeyecek kadar korkak ve düşkün olmak...