Çaylak İle Filozof 3 Çıktı

Bu söyleyeceklerim belki bazılarınıza tuhaf gelebilir. Marazî bir halet-i ruhîye içinde olduğumu düşünenler de olabilir. Olsun. Belki merhametinizi harekete geçirip fakire dua edersiniz. Neticede ben kârlı çıkarım. Fakat umulur ki, anlatacaklarımdan daha doğrusu, ifade etmeye çalışacağım hislerimden, kendisine bir ders çıkaran da bulunur. Bütün bütün boş konuşmayacağım, yazar mübalağası ediyor da olmayacağım. Sözlerim hakikattir. Hakikat olduğundan da şüphem yoktur.
Pek çok yazar, yeni bir kitabı çıkığında sevincinden havalara uçar, mutlu olur. Ayakları yerden kesilir. Hele hele de bu bir ilk kitapsa, sarılır ona, öper sever, göğsüne bastırır. Kendini iyi hisseder. Kimseyi suçluyor ya da küçümsüyor değilim. Olur böyle şeyler ve haklı sebepleri de vardır elbette... İnsan emeğinin karşılığını görmek ister vs..
Ben bugün yine yeni çıkan bir kitabımı ilk kez elime aldım. Bu benim kaçıncı kitabım sorsanız hemen söyleyemem. Durup biraz düşünmeli, bir hesap yapmalı, yahut bilgisayarımda kitaplar klasörüne bakmalıyım. Henüz yüz olmadı ama yaklaştı sarınım…Ve ilk kitabım dahil hiçbir kitabım için, az evvel bahsettiğim şekilde bir mutluluk, bir tarifsiz sevinç, bir neşe, bir ayakları yerden kesilme hali.. yaşayamadım. Ne zaman baskıdan yeni bir kitabım gelse, beni bir telaş ve korku hissi kaplar. Asabileşirim, tenhalık bir yere çekilmek ve kimse ile görüşmemek arzu ederim.
Bugün, okurlarınca merak ve heyecan ile beklenen ÇAYLAK İLE FİLOZOF dizisinin, IRKÇILIK, KAVMİYETÇİLİK, MİLLİYETÇİLİK gibi çok çok ağır bir konuyu,—üstelik elbette plânlanmamış ve acayip bir tevafuk neticesinde, Amerika’daki bir olay yüzünden dünyanın gündemine geldiği bir zamanda—daha önce hiç muhatap alınmamış bir yaş grubu için ele alan üçüncü kitabı RUHUN IRKI YOK çıktı. Aynı korkulu halet, aynı sıkıntılı telaş, aynı endişe, asabiyet ve kaçmak hissini bir kez daha yaşadım. Aklımda tek bir soru vardı çünkü: “Ya onlara zarar veren bir şey yazdıysam?”
Fakat sakın yanlış anlaşılmasın, ben kitabıma güvenmiyor değilim. Bu iyi bir kitap oldu. Hatta açık açık söyleyeyim; eğer ÇAYLAK İLE FİLOZOF dizisi bu ülkede değil de, mesela Fransa’da yayınlanmış olsa, muhtemelen çok ses getirecek ve ÇOCUK ve DÜŞÜNCE konusunda söz sahibi olanlarca büyük bir ilgi görecekti. Fakat bir Fransızın hele de vahyin ışığından mahrum bir kimsenin, böyle bir şey yazabilmesinin de mümkün olmadığını bildiğim için, bunu dert etmenin pek de bir anlamı yok. Neticede, okurlarım Çaylak’ı ve Filozof’u çok sevdiler. Bu üçüncü kitaptan sonra Karanfil için geniş bir hayran kitlesinin oluşacağını tahmin etmek de, benim için çok zor değil..
Kitabımı küçümsemiyorum, ondan bir şüphem de yok ve bir başkası daha iyisini yazana kadar da, hitap ettiği yaş grubu (9+) için böyle bir konuyu bu şekilde ele alacak daha iyi bir kitap da yok!
Ancak yine de ben korkuyorum…
İlk kitabımdan beri ne zaman yeni bir kitabım çıksa, aynı korku ve endişeyi iliklerimi kadar yaşıyorum. Çünkü bu yaptığım hesabını vereceğim bir şey! Satır satır, kelime kelime benden sorulacak bir şey bu! Korkmakta haklıyım. Ve hallerinden, sözlerinden, tavırlarından böyle bir korkuyu hiç yaşamadıkları apaçık ortada olanlara da hayret etmiyor değilim laf aramızda.
Neyse… Sizler yabancı değilsiniz, okurlarımsınız, paylaşayım dedim. Elbette ben de isterdim, sevinçten taklalar ata ata size, “Müjde! Müjde! Yeni kitabım çıktı!” diye bu haberi vermeyi. Ancak sevinmeyi sizlere bırakıyor ve “la ilme lena illa ma allemtena” diyerek, ÇAYLAK İLE FİLOZOF dizisinin üçüncü kitabının çıktığını, sessizce haber vermeyi tercih ediyorum.
Hamd olsun, güzel kitap oldu. Umarım beğenirsiniz ve yine umarım ki, çocuklarınız için faydalı olur…